Kur Farkına KDV Yok Mu?
Kur Farkına KDV Yok Mu?
Son 1 yıldır kurlardaki değişimin ani ve yüksek olduğu ülkemizde tam da bu
dönemde kur farklarının KDV'ye konu olduğuna ilişkin KDV Uygulama Genel
Tebliği'nin Danıştay 4. Dairesi'nin kur farklarına ilişkin ilgili bölümünün
iptali isteminin reddi yönünde verdiği kararının; Danıştay Vergi Dava Daireleri
Kurulu tarafından iptal edilmesi %40'a varan devalüasyondan ne yapacağını
şaşırmış iş dünyası için bir umut ışığı yaratacak mı?
Katma Değer Vergisi Kanunu'nun yürürlüğe girdiği 1985 yılından bu yana kur
farklarının KDV'ye tabi olup olmadığı yıllardır vergi idaresi, yargı ve
mükelleflerin bir türlü üzerinde uzlaşamadığı konudur. KDV kanunumuzda kur
farklarının KDV'ye tabi olduğuna dair net bir düzenleme olmamasına rağmen vergi
idaresi 01.05.2014'de yürürlüğe giren KDV Genel Uygulama Tebliği'nde KDV'nin
matrahına dahil olan unsurlar başlığı altında kanunda yer alan gibi ifadesinin
kur farkını da içerdiği şeklinde yorum yapmış ve uygulamaya buna göre yön
vermiştir.
Tebliğ'in bu düzenlemesinin iptali istemiyle açılan davada Danıştay 4.
Dairesi iptal istemini reddi yönünde karar vermiştir. Danıştay 4. Daire'nin bu
kararı davacı tarafından temyize götürülmüş; temyiz istemini değerlendiren
Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu ise E:2017/548, K:2017/606 sayılı Karar'ında;
– Kur farkının KDV'ye tabi olduğu
şeklinde açık bir yasal düzenleme bulunmaması,
– Maddede yer alan “gibi” ifadesi,
maddede sayılan matraha dahil unsurlara nitelik olarak benzeyen diğer gelirleri
kapsaması amacıyla kullanıldığından, kur farkının, bu kapsamda değerlendirilip
değerlendirilemeyeceğinin ortaya konulması gerektiği,
– Dövizli işlemler sonrasında mal teslimi
veya hizmet ifasında bulunan kişi tarafından her zaman ilave bir bedel elde
edilmesi mümkün olmadığından ve döviz kurunun düşmesi halinde alıcı lehine bir
durum oluştuğundan kur farkı, niteliği itibarıyla maddede sayılan diğer gelir
unsurlarından farklılık arz ettiği,
– Kanunun 24'üncü maddesinde yer alan “gibi”
ifadesinden yola çıkılarak kur farkının vade farkı mahiyetinde olduğu kabul
edilmek suretiyle katma değer vergisi matrahına dahil edilmesi, hukuk
devletinin unsurlarından biri olan hukuki belirlilik ilkesi ile bağdaşmadığı
gibi dava konusu Tebliğ ile katma değer vergisi matrahına ilişkin hükümlerin
yorum yoluyla genişletilmesi, vergilendirmenin temel öğelerinin kanunla
belirlenmesi gerekliliğini de kapsayan verginin kanuniliği ilkesine de
aykırılık oluşturduğu,
– Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 26'ncı
maddesi de dikkate alındığında, mal veya hizmetin karşılığını teşkil eden
bedelin döviz ile hesaplanması halinde döviz, malın teslimi veya hizmetin
yapılması ile gerçekleşen vergiyi doğuran olayın meydana geldiği tarihteki cari
kur üzerinden Türk parasına çevrilerek, bu yolla bulunan tutar katma değer
vergisinin matrahını oluşturacak olup bedelin farklı zamanlarda ödenmesi
nedeniyle zaman içinde oluşabilecek kur farklarının matraha ilave edilmesinin
mümkün olmadığı,
– Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 21'inci
maddesinde, ithalatta verginin matrahına dahil olan unsurlar arasında kur farkı
açıkça sayılmasına rağmen 24'üncü maddesinde matraha dahil olan unsurlar
arasında kur farkına yer verilmemiş olması da kanun koyucunun, ithalat
dışındaki işlemlerde kur farkının katma değer vergisi matrahına dahil
edilmesini amaçlamadığını gösterdiği, gerekçeleriyle Danıştay 4. Daire'nin
kararının bozulmasına karar vermiştir.
Şimdi
ne olacak?
Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın önünde 2 seçenek bulunmaktadır. Ya KDV
Kanunu'na kur farklarının KDV'ye tabi olduğu şeklinde hüküm ekleyecek ya da
Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu'nun kararını benimseyerek kur farklarına
KDV uygulanmayacağına ilişkin yeni tebliğ düzenlemesi yapacaktır.
Kur farklarına KDV hesaplamayan binlerce mükellef ile ilgili vergi
yargısında devam eden davalar bulunmaktadır. Bu davaların da bir an önce işlemden
kaldırılması ve yargının iş yükünün azaltılması açısından konunun bir an önce
gündeme alınmasında fayda vardır.
Bir sözümüz de Danıştay'a; vergilendirmeyi ilgilendiren genel düzenleyici
işlemlerle ilgili kararların Danıştay'ın internet sitesinde, “Yargılamanın
aleniyeti” açısından yayımlanması gerekmektedir. Vatandaşlar, Danıştay
kararlarına ulaşmak için dedektif gibi iz sürmek zorunda bırakılmamalıdır.
(Sözcü Gazetesi | 06.08.2018)
Yorumlar
Yorum Gönder